Kar Kırmızı

Kar Kırmızı - Emine Şimşek Emiral

Osmanlı Devleti, 1912 Balkan Savaşında Batı Trakya-Rumeli’yi kaybeder, oradaki Müslüman-Türk kökenli vatandaşlarımız Bulgar Komitacılarının saldırılarına dayanamayarak göçe başlarlar. O sırada beş-altı yaşlarında olan Aşime’nin ailesi de canlarını kurtarmak için payitaht İstanbul’a göçerken yolda saldırıya uğrar. Annesini ve ailesinin diğer büyüklerini kaybeden Aşime İstanbul’da yaşlı babasının da ölümüyle tek başına kalır. Bir rastlantı sonucu annesini ölümden kurtarıp ağabeyinin evine yerleştiren Yüzbaşı Kamil Bey bilmeden onu da evlat edinip kendi çocuklarıyla birlikte büyütmek isteğiyle evine götürür. Kamil Beyin ağabeyi Hayrettin Beye bağlılığı, Aşime’nin başından geçen olaylar Kar Kırmızı’nın konusunu oluşturur. Emine Azboz, karakterleri yaşamdan alınmış, olayları gerçekçi, İstanbul’un işgal yıllarını canlandıran tarihi bir roman yazmış.

Yazarın benzetmelerini hemen her tümcede görüyoruz. “Kadının bakışlarında bitmeyen güz hüznü, gözlerindeyse büyüleyen doğulu kadın gizemi vardı.” (s.7) “Özgürlüğe uçan göçmen kuşlar gibiydiler. Arkalarında yaşanmış anıları vardı, önlerindeyse ölüm ve dirimin bilinmeyen ürküsü…” (s.12)

Kar Kırmızı’nın tarihi kaynaklara, gerçek olaylara yaslanan sağlam bir olay örgüsü ve akıcı bir anlatımı var. Soruyor, sorguluyor, düşündürüyor. Göçmenlere has dili, mizahi yaklaşımı, günümüze göndermeleri yerinde, çok güzel… Türklerin Anadolu’ya, oradan Trakya’ya göçlerinin zeminini, sosyal yapısını Hayrettin Ağa’nın şiveli konuşmasından öğrenirken tarih kitaplarında birer cümleye sıkışan gerçeklerin zengin insani boyutunu görüyoruz. “Tarihin ilk güçmenleri biz miyiz? Acıyı bunun için mi yurt bellemişiz? Fakat gidenleri de yıllar sunra raat bırakmazlar ki, emek emek yeşerttikleri dirimin güzelliğini doyasıya yaşasınlar.” (s.75)

Sanki karşımızdadır “güçmen” Hayrettin Ağa ve sakin sakin ama hiç büyüklenmeden aktarıyor bilgece düşüncelerini. “Bildiğime güre bizim aslımız da asırlar ünce Kunya’dan gidip Tuna boyuna yerleşmiş. Üzümüz Anadolu’dandır, üz be üz Türkmen’iz biz… Bizler eskiden büyüklerimizin yaşadıklarını unların kıyıdan köşeden anlattıklarıyla duyup üğrendik. Neler yaşadıklarını masal gibi de ulsa, duğru dürüst anlattıklarını ben hiç duymadım… Bunu belli ki bizler için büyle yaparlar. Kendilerine unur kırıcı acılar yaşatanların insanlık dışı edimlerini üğrenmemizi istemezler. Kim bilir, belki de bizleri kin, nefret, intikam hırsından kurumak içindir. Etkilenmeyelim diye, ıstıraplarını sabır ateşine beleyip ep içlerinde uyuturlar. Sezgiyle bilirler ki kendileri dünü yaşamış, cücukları bugünde yaşayacak, turunları yarınlarda…” (s.76)

Çanakkale Savaşı yılları İstanbul’da halkın sıkıntıları, kadınların mücadelesi, karakterlerin yaşamında ustalıkla yansıtılır.

Bal ve Kan Akan Topraklar

Emperyalistler yakın tarihte de bugün de hep ülkemize gözlerini dikmişlerdir. İnsanımıza Emine Azboz’un romanında bir bölümünü gördüğümüz tarifsiz acılar yaşatmışlardır. “Tarihin her devrinde bal ve kan akan topraklarda tatlıyla acı, umutla umutsuzluk, üzüntüyle neşe, düşmanlıkla dostluk, barışla savaş hep yan yana iç içe olmuştur.” (s.79) Etnik bölünme, din, mezhep her türlü ayrımcılığın kaynağında emperyalist emellerin gizlendiğini romanın satır aralarından okuyoruz. Yazarın uzun araştırmalarına, tarihi gerçeklere yaslanmış roman. On beşinden ellisine her erkeğin gidip çok azının döndüğü Çanakkale Savaşı yıllarını, Seferberlik kıyımını, kurtuluş mücadelesini, daha sonra kentleşmeyle birlikte kaybettiğimiz aile dayanışmasını, kardeş sevgisini anımsatıyor bize.

Savaş karşıtı bir roman Kar Kırmızı. Savaşların, kıyımların, toplumun kuşaktan kuşağa aktarılan acılarını türküler, destanlar, hikâyeler yaşatır. “Ömür kış kar kırmızı” türküsünde olduğu gibi. Çağdaş edebiyatta da Kar Kırmızı gibi romanlar yaşatıyor.

“Yaşadıkça daha neler duyup göreceğiz, kim bilir? Son pişmanlık fayda vermez. Hayatta insanların başına bir kırmızı kar yağmaz…” (s.22) diyor Aşime.

Emine Azboz’un “Kar Kırmızı” romanı ilk satırlarından başlayarak heyecanla okuduğum, tarihin yaşanmışlıklarını içeren güzel bir eser…

Bir Çift Kırlangıçtı Yüreğim (öykü), Gebekum (roman), Hoşçakal Heredot (gezi), Günyüzü Mektupları (derleme), Kalemden Kaleme (derleme) eserlerini okuduğum Emine Azboz’u kutluyor, küçük Aşime’nin öyküsünü merak edenlere “Kar Kırmızı”yı öneriyorum.

Emine Şimşek Emiral

21 Mayıs 2021 Cuma | 303 Görüntülenme

İlgili Kategori: Kitap Bağımlısı

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın

Etiketler

Bu İçerikler de İlginizi Çekebilir