Benim Fatma Teyzelerim

Benim Fatma Teyzelerim - Mehmet Harma

Resim: Kathe Kollwitz

Fatma Teyze ve Karanfil

Ameliyat gerektiren rahatsızlığı için hastaneye bir kaç gün önceden yatırıp, hem astımının üzerine eklenen solunum yolu enfeksiyonunu tedavi etmeyi hem de ameliyata hazırlamayı teklif ettiğimde, Fatma Teyze bayağı bir nefes darlığı olmasına karşın yatmayı kabul etmeyip benden birkaç gün izin istedi. Sebebini sorduğumda, "İneğim var, bırakamam, onu hazırlayım öyle gelirim" dedi. Israr ettiğimde, "Adam da var evde, hasta, ona da bakmam lazım" deyince, hafta başında görüşmek üzere anlaştık. Tam polikliniğin kapısından çıkarken arkasından seslenip "Adamını mı daha çok seviyorsun, ineğini mi?" diye sorduğumda, cevabımı aldım; "İneği!"

***

Günler geçti, 78 yaşındaki Fatma Teyze bugün şifayla taburcu oldu. Yattığı süre boyunca inek Karanfil'i çok andık, özlediğini söylüyordu. Karanfil'in de onu özlediği şüphesizdi. Giderken, "Eve gittiğimde Garafil'i sağabilir miyim" diye sordu. "Ağır iş yasak ama Karanfil’i sevmek serbest, hem de sütünün artması için bu iyi olur" dedim, anlaştık. Tabii, kocasından da konuştuk ve onun da iyileşmesini temenni ettik hep birlikte.

***

Fatma Teyze ileri yaşında, nasıl bir sonla biteceğini bilmediği bir hastane serüveninden haklı olarak korkmuştu ancak hep yanında olan kızının yanı sıra, bir başka canlının sevgisi ona büyük destek vermiş ve onu yaşama tutundurmuştu.

Hayatlarımızın akıp giderken kısa bir süreliğine kesiştiği bu zaman diliminden bana kalan da şu oldu: Yaşasın Fatma Teyzeler ve Yaşasın Karanfiller...

Fatime Teyze ve Boğazımdaki Yumruk

O yumruk boğazıma ilkin, 81 yaşındaki Fatime Teyzenin benden, “Ameliyat gerektiren rahatsızlığını hemen tedavi etmemi, kendisini evine yeniden sağlıklı şekilde döndürmemi, fazla vaktinin olmadığını çünkü biri kız biri erkek, özürlü iki evladına bakacak kimsenin bulunmadığını” anlattığında oturmuştu. Daha sonra, “Çocuklarından birinin 40’lı diğerinin 50’li yaşlarda olduğunu, yıllardır bakımlarını kendinin yaptığını, onları beslediğini, altlarını değiştirdiğini” söyleyip, “Bensiz yapamazlar” dediğinde, biraz daha düğümlendi o yumruk ve boğazımla midem arasında bir yere indi ve günlerce nereye gittiysem benimle geldi.

***

Hazırlıkları hızlıca bittikten sonra ameliyatını oldu Fatime Teyze. Ameliyat sonrası saatlerde, belki henüz anestezinin etkisi geçmediğinden belki de yılların yorgunluğundan olsa gerek, gözlerini tam açamıyor, uyumak istiyordu. “Küs müyüz?” diye sorduğumda, olmadığımızı öğrendim, gülüştük. Sonraki günlerde de onu çeşitli sebeplerle güldürdüm, birbirimize bay baylar yaptık ve kendime öpücükler gönderttim.

Taburcu olmadan önceki gün, “Artık iyileştim, beni yarın gönderecek misin?” dediğinde, aslında cevabını bildiğim soruyu sordum; “Kendini iyi hissediyor musun, gitmek istiyor musun?” Cevap, düğümü yüz kez daha sıkılaştırdı ve yumruğu tam ve boşluk kalmayacak şekilde yerine sabitledi: “Çocuklarım ağlıyormuş arkamdan, gitmem gerek.”

***

Fatime Teyze, kendine ayırdığı süreyi bitirmişti ve tüm hayatını verdiği çocuklarına, onların bakımına bir an önce dönmek istiyordu. Oysa benim planım onu birkaç gün daha yatırıp, nekahet dönemini uzatmak, belki de bir dinlenme fırsatı yaratmaktı ama olmadı. Sonuçta onun istediği gibi davrandık.

Şimdi, Fatime Teyzenin arkasından, artık göğüs kafesime tamamen oturmuş, derin nefes almamı ve yutkunmamı engelleyen o yumrukla aramızda sürekli konuşuyoruz: “Kırk… elli… kırk… elli… bir ömür… bir ömür… bu nasıl sevgi… bu nasıl?..”

Mehmet Harma

28 Haziran 2021 Pazartesi | 388 Görüntülenme

İlgili Kategori: Deneme

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın

Etiketler