Biriktirmenin En Anlamlı Sürecidir Yazmak

Biriktirmenin En Anlamlı Sürecidir Yazmak - Asım Öztürk

Günün olağan akışı içinde sürüp gidenin izleyicisi olmak, ona katılmak ya da onun dışında kalmak yaşadıklarımızın bir boyutudur. Hemen hemen her gün okuyarak, gözleyerek, dokunarak, oluşturduğumuz tüm bilgiler bizim değerli bulduğumuz ve bizde kalmasını istediğimiz birikimlerden oluşan bir düzlemde anlam kazanır. Biriktirdiğimiz bu bilgiler giderek yaşamımızı yönlendiren, oradan yeni değerler üretmemizi sağlayan anlamlara dönüşürler. Çok önceki süreçlerden başlayan bu biriktirme, değerlendirme edimi, belirli bir dönem sonra ölçmelere, değerlendirmelere, yargı oluşturmalara, karşı duruş sergilemelerine dönüşür. Belirli bir düzen içinde biriktirdiğiniz bu bilgiler sizin içinde bulunduğunuz yaşam kesitleriyle de örtüşerek gelişir. Yaşadıklarınız ve tanıklıklarınız bu birikimin hem birer ara malzemesi, hem de gerçek yapı taşları olur.

Sanat ve yazın bu biriktirme sürecinin belirli evrelerinden sonra birer taşma, birer yansıtma, birer ortak değerler oluşturabilmek için uç vermeye başlar. Kişiliklerin örülme süreçlerinde beslendiğiniz kaynakların doğruluğu, bunları doğru anlamanız, yaşadığınız zamana yansıyan görüntüleri ve renkleri bu süreci belirler. Çoğu zaman kendiliğindenmiş izlenimi bırakan bu yeniden biriktirdiklerini üretme süreci aslında ayırtına varılmasa bile sizin biriktirdiklerinize ne denli önem verdiğinizle ilgilidir. Gelişme ve yeniden bir kimlik edinme süreçlerinde karşılaştığınız ya da bu sürecin içinde edindiğiniz yanlış sapmalara, zayıf beslenmelere yenik düşen yaklaşımlar olabilir.

Tüm bu sapmaları ve yanılgıları oluşturabilecek gölgelerden, karanlıklardan, dar köşelerden kurtulmanın yolu her zaman yaşadıklarını ve biriktirdiklerini daha önceki kültürel sürecin doğrularıyla, bu güne kalanlarıyla karşılaştırmaktan geçer. Kıvranıp durduğumuz iki ara bir dere seçeneklerinden hızla uzaklaşıp bilimin ve aydınlığın gelişim süreçlerinden de beslenerek çıkmalıyız bu sıkışıklıktan. Çıkmalıyız ki; biriktirdiklerimizin arasına bizi daha sonra zora düşürecek çürük ve karanlık bilgiler girmesin.

Ayıklamanın çabukluğuyla, gereksiz olanların; günü ve tüm olumlu değerleri karşılamayan birikimlerin yanından uzaklaşarak, daha çağdaş, daha insana dokunan, insanı içinde yaşatan değerlerle buluşmamız gerçekleşebilsin.

Tan Oral
Tan Oral

Sağlam ve Değerli Olanları Biriktirmek

Biriktirmenin bir yolculuk olduğunu bilerek, iyinin, doğrunun; bunca birikime karşın geriye bakmamanın itici gücü olduğunu bilmeliyiz. Okuma ve yazma süreçlerinde bir yandan sözcüklere dokunurken, bir yandan da usumuzun bir köşesinde oluşturduğumuz o değerler bütünüyle onları yeni bir değerlendirmeden geçiririz. Okuduklarımızdan ya da yazdıklarımızdan tat almamız, o sürece olumlu değerlerle katılmamızdan kaynaklanmaktadır.

Her alanda yeni değerler üretmiş olanlarla omuz omuza o bilinmeyen karanlığa doğru yol alırken, belleğimizin, bilincimizin güçlü olması, tüm baskı ve yıldırmalara direnebilmesi bizim içinden geçtiğimiz uzun biriktirme yolculuğumuzun sağlıklı olmasıyla ilgilidir. Yarı yolda kalanların, korkarak, dayanma gücü kalmayarak geriye dönenlerin sayısının azımsanmayacak kadar çok olduğunu herkes bilir. O ışığı taşımak, yol açmak, yolcu olmak, yol erliği içinde yoldaşına güven vermek tüm bu süreçlerin sağlıklı bir birikimiyle ilgisi vardır. Her yol en kolay düzlüklerden oluşmamaktadır; her yolun birçok engelinin olduğunu bilmek de biriktirdiğiniz bilgiler arasındadır.  Yazılanları ve yapılanları iyi okuduğunuz, kolayına kaçmadığınız zaman bunu görürsünüz. Çıkarılacak dersler vardır demek işin kolayına kaçmak olur.

Hangi alanda yazıyorsanız, hangi alanda sanata uzanan eliniz varsa kolayın bir yöntem ve kısa yol olduğunu düşünmemeniz gerekir. Size dek uzanan bu biriktirme sürecinin neresinde olduğunuzu bilerek, neresinden bu sürece katılacağınızı bilerek işe koyulmalısınız. Bugün birçoklarının yaptığı gibi büyük emeklerle oluşturulmuş tüm değerleri yeterince anlamadan, onlara hak ettikleri emeği vermeden onları üstünkörü okuyarak ya da izleyerek daha iyi, daha ileri ürünler ortaya koyacaklarını sananların yanılgıları diz boyunu geçmiştir. İlerlediğiniz her alanda bu fazla, bu gereksiz talaş yığınlarından zaman zaman yol almanız zorlaşabilir. İşiniz zaten bu yığınları aşmak, daha derindeki, daha ilerideki gerçek değerlere ulaşmak, onlara eklenmek değil mi? Bu süreçte sapmaların, yanıltmaların cangılına düşebilir, kendi yanılgılarını doğruymuş gibi çok renkli bir biçimde sunmalarla karşılaşabilirsiniz. Derinliği belli olmayan bu açmazlara, karanlık mağaralara düşmeniz her zaman olasılık içindedir. Bu tuzaklara düşmemeniz için değerli olanları biriktirmiyor muydunuz zaten; korkmanın, teslim olmanın gereği yok.

Her an, her karanlık açmazı aşabileceğiniz birikimlerin içinden geliyorsunuz. Siz gönüllü olmadığınız sürece, kişiliğiniz, içinde bulunduğunuz zayıf beslenmeleriniz buna izin vermediği sürece elleriniz birilerine dokunacak, tam düşüyorum dediğiniz anda yoldaşınızın omzuna dokunduğunuzu duyacaksınız. Bilincinizin açıklığı, çevrenizde dönüp duranlara sağlıklı bakmanızı önerecektir hep.

Birikimlere Yeni Boyutlar Kazandırmak

Yazmanın, yazın alanında sözcükler dokumanın hiç de kolay olmadığını içine girdiğiniz anda anlamışsınızdır. O büyük değerler bütünü içinde kişiliğinizi var kılmanız, o kişilikle seçkin sözcük dokumanız gerekir; dokuduğunuz her üründe (şiir, öykü, roman, deneme) kendinizi yeniden biriktirdiğinizin ayırtına varacaksınız. Sizi diğerlerinden farklı kılan da bu olacaktır. Yazarken dokunduğunuz her sözcük yeni boyutlar kazanarak dizelere, tümcelere, geniş geniş bölümlere kavuşacak, oradan bir başka iklimin rüzgârı olarak esecektir.

Düşünsel, anlamsal, imgesel her alanda biriktirdiğinizle, yeni birikimlerin yolcusu olacaksınız. Siz de bu biriktirdiklerinizle bir başkasına dokunmanın, bir başkasında çoğalmanın sevincini, bir başkasına katılmanın, karışmanın kıvancını yaşayacaksınız.

Biriktirdiklerinize yeni boyutlar kazandırmanın eşiğinde dururken, yaşadığınız gerçeklere sırtınızı dönmeden, o gerçeklerin yazınsal boyutlarını çağdaş biçimlerle somutlaştırırken hiçbir zaman geriye düşmeden, kolayı seçmeden ilerlemelisiniz. Her aşamada seçimlerinizi yaparken bu güne dek gelmiş, getirilmiş tüm olumlu değerleri yeniden yeniden, yeni birikimlerle yoğurarak, yorumlayarak günceleştirmeniz gerekir. Yazmanın biçimsel beğenilerine kapılmadan, her nasıl, ne biçimde ödüllendirme tuzakları kurulursa kurulsun, bunlara düşmeden; gerçek ödüllendirmenin o biriktirdiklerinden yeni üretimlerle çıkmak olduğunu bilmelisiniz.

Yazmanın yeni bir devrim olduğunu anladığın andan sonra, her yazdığına ayrı bir özen göstererek, kendini yinelemeden sözcüklere, anlamlara, kavramlara dokunmanın gerçek ödül olduğunu bilecek konuma gelmelisiniz. Tüketim olguları içinde her gün yeni sunumları içeren ödüllerin toplumları olumsuz anlamında yönlendirme olduğunu bilecek kadar biriktirmiş olmalısınız. Tüm bu süreçlerden çıkardığınız, çoğalttığınız değerlerin bir gün yazdıklarınızın içinde öğretme dizgesine kapılmadan, kendiliğinden bir yaşam ve algılama biçimine dönüştüğünü göreceksiniz. Her türlü tüketimin değişik araçlarının kontrol altına aldığı biri olmadan, birilerini öngörülen bu tuzaklara düşürmeden yazmalısınız.

Biriktirdiklerinizin çoğalması, yaşama dönüşmesi; giderek buradan geleceğin kurgulanmasında işlev üstlenmesi; aydınlığın ve gerçekliğin habercisi olmasının ön açısı bir güç olduğunu göreceksiniz. Tüm bu birikimlere; siz de biriktirdiklerinizle olumlu bir biçimde katılarak kendinizin ve yazdıklarınızın yeni, daha ileri bir gerçeklik olduğunun ayırtına varacaksınız.

Gerçek ödülünüz bu olacaktır. Yaşadıklarınıza tanıklık ederek, biriktirdiklerinizi büyük bir değerbilirlikle içinde sizden önceki tüm ustaların yarattıklarına katarak çoğalttığınız zaman, diğer ustalarla olan yoldaşlığınız başlamış demektir.

Bu uzun erimin içinde bir sözcük, bir dize, bir koku, bir tat olarak yaşamanın erincini duyanlardan biri olarak ödülünüzü almış olacaksınız. Siz o büyük insanlığa katılmış olmanın rengi olarak ışıyıp duracaksınız her okuma, her anımsama sonrası.

Kokusu ve renkleri zamana karışmış, zamana katılmış olanların, sürdürülen bu birikimine siz de bir biriktirilen yazar olana dek yazıp duracaksınız. 

Asım Öztürk

26 Nisan 2021 Pazartesi | 242 Görüntülenme

İlgili Kategori: Deneme

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın

Etiketler