Aslında Öyleyse Belki

Aslında Öyleyse Belki - Haydar Ünal

yaprak yanılgısı

 

Sonbaharın üzerinden kalkmayan

Yaprak yanılgısı

Küçük fırtınaların alıp götürdüğü

Kurumuş otlar

Ağaç diplerine biriken

Özlenmeyen yanlış belki

Gerçeğin boş kalan yüzünde aradığımız

 

Yürüyemediğimiz yolların

Acıklı öyküsünde

Bize kalan terimiz

Uzun susmaların kıyısında

Öfkenin yokluğa karıştığı

Sistir bizi yoran

  

Öteki ovaların bilmediğimiz sabahları

Uzaklılığıdır içimizin

Vazgeçilmez yorumlar yaparak

Günlerce düşündüğümüz

Duruşlarımızın aldanışı belki

Geç kalmışlığın telaşıyla

Hiçbir yere gidemeyişimiz

 

Yüz parçalı denge başımızda

Büyük indirimlerini indirmiş

Buçuklu rakam oylumunda

Kesirlenmiş üşümenin boyutları

Tanımsız ağrılarla

Kavga ve ‘post’un

Bilinen paydasıdır aslında

 

güz çığlığı

 

Günlerin üzerinden kalkmayan

Güz’ün çığlığı

Kulaklarımızı ince çınlatan

Seyyar yaralar aslında

Kesitlerde sesimizi bırakan

Dargın bir akasyanın dalıdır belki

Yaprağında sürekli yol aradığımız

 

Endişeli anlamın dilinde

Çözülmeyen sorular

Kararan defterin ağaca susamışlığı

Ormandan gelen hızar sesleri

İçimizin bozkırına yayılan

Susayıp kaldığımız dumanlarda

Eğilip baktığımız

Yüzümüzün bahçesidir bizi yoran

  

Esmeyen rüzgârın üzerinde unuttuğumuz

Kalbimiz

Dinleyerek kırlangıçları

Bir karanfilin açmasını uzunca

Gözlerimize buğular sindirerek

Boş bırakılmış evlerin

Balkonlarına küserek sustuğumuz

 

Usta hekimlerden dinlemeli

Kanımızın nerede pıhtılaştığını

Damarlarımıza inen perdelerin

Acısını avuntu yapıp ucuz akşamlara

Sardunya dolu saksılara

Gözyaşlarımızı

İplik iplik döktüğümüzdür aslında

 

izinsiz dizeler

 

Kâğıdın kalem bekleyen sonsuzluğunda

Dizelerin izinsiz geçitleri

Sözcüklerin vagonsuz trenlere bindiği

Rayların künyesine yazılan

İmge şöleni

Bulutların unuttuğu damla belki

Parsellenmiş hayatları ürperten

 

Toprağın dehlizinde oluşan

Mermerin yüzündeki çizginin

Alt sınırı beklediğimiz

Toprak mıdır evladını yitiren

Derisi yüzülen taş öyleyse

Hiçliğin soğuk anıtlarında

Beyazlıktır bizi yoran

 

Her şeyi anlatmalı olduğu gibi

Yanak yanağa pembe gülüşlerle

Duvarlara konuşmalıyız

Merhabaya duyduğumuz güvenle

Emekleyen çocuklara

Sığırcıkların aç kaldığını

Fırıncılara ateşin alfabesini defalarca

 

Gecelerin içinden yürüyelim öyleyse

Ay’a soralım taşın gölgesini

Yaşlı ağaçlara ve denize

Suya soralım soruları

Yolculuktur

Varacağımız tan sökümü aslında

Haydar Ünal

16 Ağustos 2021 Pazartesi | 435 Görüntülenme

İlgili Kategori: Şiir

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın

Etiketler